Tarih: 15.05.2025 13:54

Tüp bebekte başarı için ön değerlendirme ve genetik tarama şart

Facebook Twitter Linked-in

TÜP bebek tedavisinde başarılı sonuçlara ulaşabilmede kadın yaşının önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, ”35 yaş üstü kadınlarda gebelik başarısı ciddi oranda azalıyor. Bu noktada, genetik testler ve akraba evliliklerinde Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) başarılı sonuçlara ulaşmada önem taşıyor” diye konuştu.

Tüp bebek tedavisine başlamadan önce hastanın kromozom analizlerinin yapılmasının kritik olduğunu vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erkut Attar, bu noktada iyi bir genetik ünitesinin hastayı doğru hazırlamanın anahtarı olduğunu söyledi.

Prof. Attar, sözlerine şöyle devam etti:

“Özellikle, ülkemizde hala yüksek oranda bulunan, akraba evliliği yapmış çiftlerde, genetik testler daha gebelik başlamadan yapılmalı. Gebelik düşünen çiftlerde SMA taraması da günümüzde önemli hale geldi. Embriyo oluştuktan sonra genetik sorgulama teknolojik olarak mümkün, ancak ideal olan bu sürecin gebelik başlamadan önce yürütülmesidir. Gebelik döneminde embriyo üzerinde yapılan genetik testler de bizi yönlendiriyor ve uygun olgularda başarıyı artırmamızı sağlıyor.”

“KADIN HER AÇIDAN AYRINTILI İNCELENMELİ”

Tüp bebek tedavisinde başarı oranlarının tüm dünyanda ortalama yaklaşık yüzde 50-60 olduğunun altını çizen Prof. Dr. Attar, “Dolayısıyla, bir tüp bebek tedavisi başarısız olduğunda bu durumun verilen oran içinde gerçekleşebildiği bilinmeli. Ancak hastaların bu sonuçta hemen umutsuzluğa düşmemeleri önemli” dedi.

Başarısız sonuçların hastaların yeterince incelenmemesinden kaynaklanabildiğini de işaret eden Prof. Dr. Attar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Örneğin, polikistik over sendromu veya endometriozis (çikolata kisti) gibi hastalıklarda mutlaka ön araştırma yapılmalı. Bu hastalıklar, infertiliteye yol açan ciddi sorunlardır. Bu tür sorunlar önceden saptanıp tedavi edilmezse, tüp bebek tedavisi başarısız olabilir. Tüp Bebek olgularında hormonal durumlar da değerlendirilmeli; endometriozis hastalarında hastalığın derecesi belirlenmeli ve tüp bebek tedavisine geçmeden önce bu konular üzerinde titizlikle çalışılmalı. Eğer hasta gelir gelmez tüp bebeğe başlanırsa, başarısızlık riski artabilir. Bunun yanında embriyonun rahme tutunması için zamanlama da oldukça önemli. Her şey yolunda olsa bile bu durum başarısızlığa yol açabilir. Bu nedenle bir veya iki başarısızlık, büyük bir başarısızlık olarak görülmemeli ve moraller bozulmamalı."

“BAŞARI İÇİN ÖN DEĞERLENDİRME ŞART”

Tüp bebek tedavisinde sonucu etkileyen iki ana faktörün rahmin gebeliğe hazır olması ve embriyo kalitesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Attar, “Başarısızlıkları değerlendirirken genellikle embriyonun kalitesi ön plandadır. Embriyonun kalitesinden kaynaklanan sorunlar başarısızlığın yüzde 80-90’ını oluşturur. Rahimin hazır olmama oranı ise yüzde 10-20 civarındadır. Dolayısıyla hasta geldiğinde ön değerlendirme ve genetik araştırma büyük önem taşıyor. Bu adımlar atılmazsa başarı şansı düşebilir. Örneğin, sağlıklı bir kadına tüp bebek işlemi esnasında elde edilen 10 embriyonun yaklaşık yarısında genetik soruna rastlanmaktadır. Bu sorun sadece genetik testlerle saptanabilir" ifadelerini kullandı.

“Bu testler her hastada rutin olarak yapılmamalı, ancak uygun olgularda kullanmak gerekir” diyen Prof. Dr. Attar, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz bu uygulamaları yapıyoruz ve devlet de buna önem veriyor. Bazı genetik testler SGK kapsamında karşılanıyor. Böylece tüp bebek tedavisine başlamadan önce başarı şansını artırmak mümkün olabiliyor.”

‘AKRABA EVLİLİKLERİNDE GENETİK TARAMA ŞART’

Akraba evliliklerinde genetik hastalık riskinin arttığını belirterek bu konuya özellikle dikkat çeken Prof. Dr. Attar, “Akraba evliliklerinde Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) doğrudan uygulanmalı. Hastalar bu konuda artık daha bilinçli. Akraba evliliklerinde mutlaka karyotip analizi gibi yöntemlerle başlanmalı. Bu sayede tüp bebek tedavisine bilinçli bir şekilde ilerlenir ve tekrarlayan başarısızlıklar ve sorunu gebelikler büyük ölçüde önlenir” dedi.

“35 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA DİKKAT!

Yaş faktörünün tüp bebek başarısını ciddi şekilde etkilediğini vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, “35 yaş üstü kadınlarda gebelik şansı azalıyor. Kariyer veya sosyal nedenlerle gebeliği ertelemek başarıyı zorlaştırabilir. Bu grupta tekrarlayan düşükler, Down sendromu veya diğer genetik anomalilerin riski artıyor. Genetik testler bu hastalarda özellikle faydalı. Bu grupta ön genetik çalışmalar çok yarar sağlıyor. Yaş, çevresel faktörler ve stres, başarıyı ciddi şekilde etkiliyor. Hastalara stres yapmamalarını öneriyorum. Bir veya iki deneme başarısız olabilir, bu tedavinin doğasında var. Ancak ek bir hastalık varsa ve hekim bunu teşhis etmiş veya şüpheleniyorsa, hastanın hormonal, genetik ve diğer açılardan iyi hazırlanması başarı şansını artırır” dedi.

“EMBRİYO KALİTESİ ve RAHİMİN GEBELİĞE HAZIR OLMASI GİBİ FAKTÖRLER ÖNEMLİ”

Prof. Dr. Attar, endometriumun (rahim iç zarı) önemine de değindi:

“Rahimdeki yapısal sorunlar film, ultrason veya histeroskopi ile tespit edilebilir. Embriyonun doğru zamanda transfer edilmesi başarı açısından oldukça kritik bir durıımdur. Kaliteli embriyolar transfer edilmesine rağmen başarısızlık yaşanıyorsa, sorun rahimden kaynaklanabilir. Bu durumda biyopsi veya daha özel yöntemlerle rahmi değerlendiriyoruz.”

“TEDAVİNİN OLMAZSA OLMASI HASTA-HEKİM İLETİŞİMİ”

Prof. Dr. Attar, hasta-hekim iletişiminin başarıyı artırdığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hastalar sabırlı olmalı ve hekimleriyle aynı dili konuşmalı. Yaş faktörü önemli olsa da, doğru hazırlık ve genetik testlerle başarı oranı önemli ölçüde artırılabilir. Kaliteli laboratuvar ve deneyimli embriyologlar bu süreçte büyük rol oynuyor.” (DHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —