AP RAPORUNDAKİ İŞARET FİŞEĞİ…

Avrupa parlamentosu, son raporuyla Türkiye’nin AB üyeliğinin önündeki duvarları kalınlaştırarak, “imkânsız” mesajını yinelemiş oldu.

Raporda; seçim adaletsizliğinden, insan hakları ihlallerine birçok konuya yer verilmiş.

Yadırgadık mı?

Tabii ki hayır!

Bu iddialar Türk halkının yüzde elliye yakının ortak kanısı…

Raporda dikkat çekici bölümler var.

Raportör, Türkiye politikalarının tamamına yakınında kullanılan stratejik ortaklık argümanının geçer akçe olmaktan çıktığını veya eski önemini kaybetmeye başladığını anımsatarak, Türk siyasetinin üretmediğine var olan mirası kullandığına parmak basıyor.

Usanç ve aba altından sopa gösterme dili, yakın gelecekte stratejik  avantajın kalmayacağının işaretlerini veriyor… 

Raportör Nacho Sanchez Amor, “Türkiye’nin AB üyeliği, jeopolitik pazarlıklar sonucu değil, Türk yetkilileri ülkedeki temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğündeki gerilemeye son verilmesi için gerçek bir çaba içine girdiğinde gerçekleşecektir” diyor.

Ama yine aynı Amor ve AP; doğu halklarının kıta Avrupa’sına geçişini engellemek için Türkiye’yi uç karakolu gibi kullanmaktan veya çabasından vazgeçmeyerek ahlaksız yüzünü göstermekte sakınca da görmüyor. 

Kapının açılmasını bekleyen milyonlarca Suriyeli, Afgan, vs. var Türkiye de. Türkiye’nin jeopolitik konumu inkâr edilip, Anadolu coğrafyası yok sayarsak; Avrupalı, sınırına dayanmış bu insanlarla kendi topraklarında yüzleşmek mecburiyetinde kalacağını elbette biliyorlar.

Ama Emperyal Avrupa için meselenin çözümü her zaman kolay. Kıtaya varmadan batırılan teknelerde sulara gömülen canlar umurlarında olmaz.

Olmadı…

Medeni dünya tepki mi gösterir? Vahşeti göstermezler veya başkasının üzerine yıkarlar olur biter…

Bakınız ege suları…

Sanchez Amor ‘un haklı olduğu, Türkiye’nin ilk yüzyılında başaramadığı veya eksik kaldığı hususlar yok mu?

Diyor ki Amor, “...Türk yetkilileri ülkedeki temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğündeki gerilemeye son verilmesi için gerçek bir çaba içine girdiğinde...”.

Tekrar okumakta fayda var!

AB’ye girmekten bağımsız, milletin özgürleşmesi ve refahı için yapılması gerekenleri rahatlıkla söylüyor.

Çekinmiyorlar…

Nasıl olsa yapan olmaz, biliyorlar…

Orjinal Köşe Yazısına Git