ENTERASAN İŞLER…

İnsan bazen enteresan işlerle karşılaşıyor.
Hayat gerçekten tesadüflerle dolu…
Ne zaman nerde ne olacağı belli olmuyor!
Aslında bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete misali…
Yaşadığımız üç günlük dünya…
O dünyada da her şeyi yapabileceğimizi zannediyoruz.
Ateş olsak yakacağımız yer bile belli…
Ama iş lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz.
Bazen küllerimizden yeniden doğduğumuzu zannediyoruz da, sadece zannediyoruz.
Kelebek bile çok uzun yaşadığını zannediyor.
Dağ bayır kır dolaşıp duruyor.
Bir hafta sonra yok.
İnsanlarda bir çiçekle bahar gelmez düşüncesiyle başka çiçeklerin peşinde…
Bazen çiçekle kuşu karıştırıp, her kuşun etinin yeneceğini zannedenler bile var.
Enteresan değil mi?
Bazen okkalı yazdığımdan, sahibinin köpeği hemen havlıyor.
Havlayınca da bana niye kemik atmıyorsun diyor.
Ben köpeklerin 4 ayaklı olanını severim…
İki ayaklılarını…

• * * * * *
  Bir başka enteresan durum daha var.
  Adam beni işten attı.
  Sonra ikimizde profesyonel davranıp işimizi yaptık.
  En ağır eleştirel köşe yazıları yazdım…
  Birbirimizin işine saygı duyduk…
  İnsani ilişkilerimizi ertesi günden itibaren hiç terk etmedik…
  En son kendisinin başarısıyla ilgili yaptığım bir haberin altına açıktan yorum yazmış:
  'Sevgili Uzay KARSLI kardeşim,
  Medya çok büyük bir güç. Bu gücü takımızdan ve bizden hiç esirgemedin. Takımımıza ve bizlere hep moral oldun.Sende çok iyi biliyorsun bütün başarıların arkasında ekip çalışması vardır.Sende bu başarılı ekibin çok önemli olan Medya kanadını çok iyi temsil ettin.Karşılıksız büyük destek verdin.Teşekkürler sevgili Kardeşim.'
  Enteresan değil mi?
  Aslında hiçte enteresan değil.
  Bu saygının ve ucunda yatan sevginin ve her şeyden önemlisi insan olmanın bir sonucu…
  Bu kişinin adı Satılmış diye yazılıyor ama Gebeş diye okunuyor.
  İlçelerde ve bazı illerde bile yapılamayanı beldede yapıyor.
• * * * *
  Yoksa öyle ekran kenarından bakmayla bu işler olmuyor.
  Gerçekten enteresan işler oluyor.
  Ben utancımdan yazamıyorum, siz okurlarımda utanacağından yazmıyorum.
  Ne demiştik yazının başında üç günlük dünya.
  Tabi ki anlayana ve kavrayana…
  Bu arada bir fotoğraf çekilebilir miyiz?
  Beğene ambargo, fotoğraf çekilene de…
  Sevsinler senin solculuğunu ve demokratlığını…
  Enteresan dimi…
  Hem de çok enteresan…
  Solcu olmasam yutacağım da…
  Yutamıyorum ve yazıyorum da…
  Sahi gazeteci ne iş yapar?
  Yazar kardeşim yazar…
  Sahi siz ne zannediyordunuz?
  O zannettiğiniz durum bende geçmiyor.
  Hadi kalın sağlıcakla.

Orjinal Köşe Yazısına Git