TAMER KÜÇÜK


KERAMETHANE...

KERAMETHANE...


İnsan dünya üzerinde yürümeye başladığı günden beri hep mucize peşinde koştu.  Büyüler icat etti, fal baktı, muska yaptı, hacı hocanın nefesinden keramet bekledi.

Sadece bizde değil, dünyanın birçok yerinde ve özellikle miskin coğrafyalarında durum aynı…

İlkel çağlarda; Amerika yerlilerinin avcılıkla geçindiği, bufalo etinin temel besin olduğu ve hayvan etinin (gıdanın) Tanrı sallaştırıldığı devirde yaşanmış bir olayı paylaşmak istiyorum bugün. Olay, vazgeçilmez ritüel, gelenek, onlara göre ibadet…

Kabilenin temel gıdası daha önce de yazdığım gibi bufalo. Öküzden hayli büyük bir hayvan. Sürüyle gezdiklerinde neredeyse doğal yırtıcısı yok denecek kadar az. Hal böyle olunca; sınırsız otlaklarda gönüllerince gezer, aynı meraya aylarca uğramazmış hayvanlar. Hayvana genişlik insana darlık olurmuş, o zamanlar.

Bugün olduğu gibi dün de aklın çayıra salındığı zamanlar yoklukla, kıtlıkla başlar, mucize beklentilerinin kapısı aralanır.

Neyse!

Kabile büyücüsü, ayin mi dersiniz, dans mı dersiniz bilemem ama zamanın ritüellerini yapmaya başlar… Günlerce belki de aylarca süren kutsal (!) imdat çağrısına bıkıp usanmadan devam eder... Ta ki bufalolar dönene kadar.

Bu süreçte açlıktan, açlığın getirdiği hastalıklardan ölenler olur. Ama yapacak fazla bir şeyleri de yok.

Büyücünün nefesine kuvvet…

Herkesin zayıfladığı, açlıktan kırıldığı zamanlarda bir büyücü birde kabile reisinin eşrafı kilo alırmış; ama bugünkü konumuz başka…

Bir zaman sonra bufalolar döner…

Büyüler yerini bulmuş, Bufalolar memlekete geri dönmüştür artık, herkes mutlu olur!

Bir daha ki kıtlığa kadar kimse çektiği acıyı hatırlamaz, hatırlamak istemez.

Hayvanların ne gerekçeyle geri döndüğünü veya gidiş sebebini kimse sorgulamaz.

Avcılar neden hayvan sürülerini takip etmemişti, Kabileyi olduğu yere mıhlayan sebep neydi?

Avcılıkla besleniyorlardıysa neden hayvanların peşinden göçmüyorlardı?

Bu da benim meselem değil!

Fazlaca kafa yorgunluğu yaratmadan anlatmak istediğimi özetleyeyim.

Yapılan büyü ve beklenen kerametin öznesi istikbalde var ve zamanı gelince tecelli ediyorsa yancıya ne gerek var?

El açıp, aracısız Allah’ına dua edip arzularının peşine düşsene…

Geri dönmesi kaçınılmaz bizonların gelişinden Büyücüye neden pay çıkartıyorsunuz?

Az işle çok kazansınlar, toplumda emeklerinin karşılığı olmayanı sömürsünler diye mi?