Kozlu’nun geleceği adına umut verici birçok gelişme yaşanırken, bir o kadar da şehrimizin güvenliğini tehdit eden önemli sorunlar devam ediyor. Bu yazımda, Kozluluların can güvenliği ile ilgili yaşanan ciddi tehditlere dikkat çekmek istiyorum. Elbette, bu sorunları dile getirmek, sadece eleştiri yapmak değil, aynı zamanda şehrimizin daha güvenli bir yer olması için bir çağrı yapmaktır.
Kozlu Semt Polikliniği, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne bağlı ve bölgedeki en önemli sağlık hizmetlerinden birini sunuyor. Ancak bu bina, tıpkı Atatürk Devlet Hastanesi’nin eski binası gibi, depreme dayanıksız olarak biliniyor. Atatürk Devlet Hastanesi binasında yapılan incelemelerde ciddi çürükler tespit edilerek yıkımına karar verildi. Ancak, Kozlu Semt Polikliniği ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmamış olması, Kozluluların sağlık ve güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atıyor. Bu binaya her gün yüzlerce insan sağlık hizmeti almak için giriyor ve sağlık personeli de burada çalışıyor. Hangi akıl, bu kadar önemli bir binada depreme karşı yapılacak basit bir incelemeyi bile ihmal edebilir? Bizler, yetkililere "karot testi yapın" diye uyarıda bulunduk ama bu uyarılarımız duyulmadı. Bir facia yaşanmadan bu binada yapılması gereken güvenlik önlemleri neden alınmaz?
Bir diğer önemli tehlike, Kozlu Sahil Yolu’nda yaşanan trafik kazaları. Hatırlatmak gerekirse, geçtiğimiz yıl 10 yaşındaki Ömer Asaf Nart’ın hayatını kaybettiği feci bir kaza olmuştu. Bu olay, hepimizin yüreğini dağladı. Ancak üzerinden aylar geçmesine rağmen, o yolda yeni kazalar olmaya devam ediyor. Peki, bu kazaların önüne geçmek için hiçbir önlem alınmadı mı? Cevap ne yazık ki evet. Üst üste yaşanan kazaların ardından hala hiçbir şey yapılmıyor. Trafik ışığı koymak gibi basit bir önlem ile, bu tür kazaların önüne geçilebilirdi. İnsanın aklına şu soru takılmadan edemiyor: Bir insanın hayatı bu kadar ucuz mu? Trafik ışıklarıyla çözülebilecek bu soruna neden göz yumuluyor? İnsan hayatı, hiç bitmeyen bir maliyet olarak mı görülüyor?
Kozlu’daki diğer önemli tehlikelerden biri de, yıllardır atıl durumda olan AVM binası. Bu bina, ekonomik sebepler nedeniyle kullanılmaz hale geldi ve şu anda büyük bir yapısal çürümeyle karşı karşıya. Yapının sıvaları dökülüyor, temeli zayıflıyor, ama kimse bu duruma müdahale etmiyor. Bizler defalarca, bu binanın acilen güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdik. Ancak, sesimiz duyulmadı. AVM’nin altındaki dere, binanın temellerine zarar veriyor ve su tahliyesi düzgün yapılmadığı için zemin giderek daha da zayıflıyor. Bu binanın yıkılma riski giderek artıyor. Bugün bu binada bir facia yaşanmazsa, yarın bu tehlikenin büyük bir felakete dönüşmeyeceği ne malum? Atıl durumda olan bu bina 450 milyon liraya satışa çıkarıldı ancak hiçbir yatırımcı, içinden çıkılamaz bir durumu olan, hem de üzerine su taşıyan bir binaya bu kadar parayı vermez. Zaman geçtikçe, bu devasa yapı, temelleriyle birlikte çökme noktasına gelecek. Ve o gün geldiğinde, kimse "Kazadır" demesin. Bu sorunların sorumluluğu, yıllardır ilgisiz kalan yetkililere aittir.
Bütün bunları göz önünde bulundurunca, Kozlu’nun geleceği için daha dikkatli ve özenli adımlar atılması gerektiğini düşünüyorum. Bu tehlikeler, sadece Kozlu için değil, tüm Zonguldak için önemli bir tehdit oluşturuyor. Şehirdeki bu risklerin önüne geçmek, hepimizin görevidir. Ama bunun için önce sorumluluk sahiplerinin bu gerçekleri kabullenmesi ve derhal harekete geçmesi gerekiyor. Ne yazık ki, sağlıklı binaların yapılması, güvenli yolların yapılması gibi basit önlemler hep erteleniyor.
Kozlu’da, her geçen gün tehlike çanları çalarken, ne yazık ki bu tehlikelerle ilgili ciddi bir adım atılmıyor. Bir gün bu yanlışların bedelini ödememek için, yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyorum.
Yoksa, maalesef, bir facianın yaşanmasını bekleyeceğiz. Unutmayın, tehlike büyümeden önlem alınmalıdır.