Modern çağımızın bir çeşit hastalığı olarak nitelendirilen “Sosyal Medya Hastalığı’’ hayatımızda etkisini sürdürmeye devam ediyor.
Teknolojinin hızla gelişmesiyle bireylerin bu gelişime yetişme çabasına girerek birbirleriyle Sosyal medya platformu adı altında yarışmaları adeta yine bu bağımlılığı destekliyor.
Tabi ki internetin birçok yönden yaşamımıza kolaylık getirdiği yadsınamaz bir gerçek olsa da, gerektiğinden fazla kullanılması halinde olumsuz sonuçlar doğuruyor.
T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırmanın verilerine göre,
Ortalama olarak Günde 3-4 saatimizi Sosyal medya da geçiriyoruz.
Günümüzün 3 saatini ayırdığımız bu platformlar da amacımız;
Bir bilginin, bir haberin kaynağına ulaşmak araştırmak, üretkenliğimizi arttırmak mıdır?
Yoksa Sanal ortamda başkalarına kendimizi ve yaşam tarzımızı beğendirmeye çalışarak takdir toplama arzumuzu tatmin etmek midir?
Ayırt etmekte bir çabamız yok doğrusu!
İlgili sosyal medya hesaplarımızdan yaptığımızpaylaşımlar içesinde Hayat standartlarımızın kalitesini göstermekamacıyla…
Nereyi geziyoruz?
Kimlerle ne yiyor ne içiyoruz?
Ne tür harcamalar yapıyoruz?
Tüm bunları ön plana çıkarmak isterken İnsani paylaşma duygumuzu farklı şekilde özümseyerek değer yargılarımızın önemini yitiriyoruz ve beraberinde insanlarla ilişkilerimize ciddi zararlar veriyoruz.
Devamında Dijital Medya ile sürekli etkileşim halinde olmabireyin kendisini çevresindekilere gösterme ve takdir edilme isteğinin kişide aşırı stres ve kaygı halinin oluşması bunun sonucunda
Kişi de FOMO(Gelişmeleri kaçırma korkusu) adı verilen Psikolojik sanal hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor.
Önleminin kendi İrademize bağlı olduğunun kanaatindeyim.
Kısaca ilgi odağımızı başka alanlara yönlendirerek farklı hobilerle daha etkili zaman geçirmek mümkün.
Tiyatro ve sinemaya gitmek, yeni bir kitaba başlamak, kısa kısa yürüyüşler yapmak.
Bir müzik aleti çalmayı öğrenmek belki.
Çevremizle gerçek iletişim kurmak.
Sosyal medyadan kaçıpsosyal meydanlara çıkmak.
Çok iyi bir başlangıç olacaktır…